İlgili Sonuçlar

• endişe (n.)
  توتر
  daha fazlası ...
• gerilim (n.)
  توتر
  daha fazlası ...
• gerginlik
  تَوَتُّر
  daha fazlası ...
• stres
  تَوَتُّر
  daha fazlası ...
• gerginleşmek (v.)
  توتر
  daha fazlası ...
• asabı bozulmak
  توتَر عصبي
  daha fazlası ...
• ikili ilişkilerde gerginlik
  توتر العلاقات الثنائية
  daha fazlası ...
• gerginliğin azaltılması
  تخفيف حدة التوتر
  daha fazlası ...
• tenzilatlı
  مُنْخَفَض
  daha fazlası ...
• engin
  مُنْخَفِض
  daha fazlası ...
• düşük (adj.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• yalak (n.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• karamsar (adj.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• alçak (adj.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• döşeme (n.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• bilinçaltı (n.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• tekne (n.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• zemin (n.)
  منخفض
  daha fazlası ...
• alçak basınç
  ضَغْط مُنْخَفِض
  daha fazlası ...
• tenzilatlı satış
  بِيْع مُنْخَفِض
  daha fazlası ...

örneklerde

• -Bence Baş tam sana göre. Strese yol açmaz. İneklik seviyesi yüksek.
  أعني، مستوى توتر منخفض عامل براعة عالي، بربكِ
• Kendi kendine, elektrik şoku mu, verdin? Doktor, şanslı olduğumu söyledi . Diyet yapıp, stresi azaltmam gerekiyormuş.
  وقال الاطباء كنت محظوظا. ولست بحاجة لي مستويات التوتر المنخفض.
• Hayır, önceden planlandığı gibi, orada olacağız
  وقال الاطباء كنت محظوظا. ولست بحاجة لي مستويات التوتر المنخفض.
• Aslında sıvı resusitasyonu için NS değil LR kullanırım.
  في الواقع, سأستخدم محلول منخفض التوتر ،للإنعاش .وليس السائل الملحي